TAŞLAMANIN TARİHÇESİ
İnsanlar çok önceleri yaşamlarını sürdürmek amacıyla doğada buluna taşlardan yararlanmıştır. Doğadaki taşların setliğine göre sınıflandırmışlar ve taşlardan yaptıkları kesici aletlerle yabani hayvanları avlamışlar, kendilerini başkalarına karşı savunmuşlardır. Çok sert olan taşları kullanarak yumuşak taşları kesip oymuşlar ve pek çok tarihi eseri meydana getirmişlerdir.
Daha sonları insanlar doğadaki aşındırıcı özelliğe sahip olan taşları bulmuşlar ve bunları bileme ve parlatma işlemlerinde kullanmışlardır. Örneğin; İlk defa Ege denizinde Naxos adasında buluna aşındırıcı taş ile Truvalı Achilles'in kılıcı bilenmiş ve parlatılmıştır.
Ancak 1860'lardan sonra bugün zımpara taşı diye adlandırdığımız taşları oluşturan aşındırıcı taneler ve tozlar üretilmiş ve bu aşındırıcı taneler kille karıştırıldıktan sonra sıkıştırılarak o günün şartlarına uygun aşındırıcı taşları yapmışlardır. İlk aşındırıcı taşlar torna tezgahlarında sert çelik parçaların parlatılmasında ve ölçüsüne getirilmesinde kullanılmıştır. Ayrıca aşındırıcı taneler ve tozlar disk keçelerle birlikte kullanılarak kesici aletler bilenmiştir.
Daha sonraları aşındırıcı taşları kullanarak döküm ve sıcak dövme ile elde edilen parçaların üzerlerindeki pürüzler ve çapaklar temizlenmeye başlanmıştır. Başlangıçta pek ciddiye alınmayan bu konu günümüzde çok geliştirilmiş ve endüstrinin vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Zımpara taşları ( aşındırıcı taşlar), bugün yüzeylerin temizlenmesinden tutunuzda yüzey kalitesi ve ölçü tamlığı istenen parçaların üretilmesine kadar çeşitli kullanma amaçları için değişik ölçü, biçin ve özelliklerde yapılarak piyasaya çıkartılmaktadır.Ayrıca zımpara taşlarını bağlayarak kullanmak için amaca uygun makineler ve avadanlıklar yapılmaktadır
Zımpara taşları kullanarak metal ve metal olmayan malzemelerin yüzeylerinden istenen miktar ve hassasiyete talaş kaldırılabilmektedir.

|